Türkçe - İngilizce
hayat dolu teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- vivacious
- vibrant
- alive
The place was alive with creative young people.
-Yer yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu.
- exuberant
Tom is exuberant, isn't he?
-Tom hayat dolu, değil mi?
I was very exuberant.
-Ben çok hayat doluydum.
- as fresh as daisy
- live
She is a lively girl.
-O hayat dolu bir kız.
He is a lively young man.
-O, hayat dolu bir genç adam.
- animated
- vivid
- sprightly
- fresh
- animate
- vital
- alive and kicking
- dewy
- quick
- corky
- genial
- lively
He is a lively young man.
-O, hayat dolu bir genç adam.
She is a lively girl.
-O hayat dolu bir kız.
- full of life
He is full of life even though he is very old.
-O, çok yaşlı olsa bile hayat dolu.
He was a strong boy, full of life, before he was stricken with the plague.
-O, vebaya kapılmadan önce güçlü bir çocuktu, hayat doluydu.
- lively, full of beans, full of life
- full of beans
- frolic
- hayat dolu olmak
- be full of beans
- hayat dolu olmak
- full of life
- hayat dolu olmak
- full of beans
- hayat dolu olmak
- be full of life
- hayat dolu olma
- corkiness
- hayat dolu olmak
- to be full of beans, to be full of life
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
hayat dolu teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Yaşama isteği çok olan, neşeli, canlı
hayat dolu
Heceleme
ha·yat do·luTelaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler