having the same shape, but not necessarily the same size

listen to the pronunciation of having the same shape, but not necessarily the same size
İngilizce - Türkçe

having the same shape, but not necessarily the same size teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

similar
benzer

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

Modern köprüler şekil olarak benzer. - Modern bridges are similar in shape.

similar
benzerlik

Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır. - Malay has many similarities with Indonesian.

Benzerlikler görüyorum. - I see the similarities.

similar
emsal
similar
{s} 1. benzer, benzeş: It's similar to that. Ona benzer bir şey. These two things are similar. Bu iki şey birbirine benziyor. Okan and Kaan are
similar
benzeş
similar
aynılık
similar
okşar
similar
aynı türden
similar
bendeş
similar
okşaş
similar
müşabih

Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim. - I haven't seen something similar my whole life.

similar
aynı şekilde

Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz. - You all display similar behavior.

similar
şekilde aynı olan
similar
similarity benzeyiş
similar
aynı

Aynı sorunlarla daha önce yüz yüze geldik. - We've run into similar problems before.

Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım. - In a similar situation, I'd do the same.

similar
benzeyen şey
similar
(sıfat) benzer, benzeyen, eş, benzeşen
similar
{s} benzeşen
similar
similarlybunun gibi
İngilizce - İngilizce
similar
having the same shape, but not necessarily the same size