having the same shape, but not necessarily the same size

listen to the pronunciation of having the same shape, but not necessarily the same size
Английский Язык - Турецкий язык

Определение having the same shape, but not necessarily the same size в Английский Язык Турецкий язык словарь

similar
benzer

Benim görüşüm seninkine benzer. - My opinion is similar to yours.

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

similar
benzerlik

Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir? - What are some similarities among ethnic groups?

Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun? - Do you see any similarities?

similar
emsal
similar
{s} 1. benzer, benzeş: It's similar to that. Ona benzer bir şey. These two things are similar. Bu iki şey birbirine benziyor. Okan and Kaan are
similar
benzeş
similar
aynılık
similar
okşar
similar
aynı türden
similar
bendeş
similar
okşaş
similar
müşabih

Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim. - I haven't seen something similar my whole life.

similar
aynı şekilde

Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz. - You all display similar behavior.

similar
şekilde aynı olan
similar
similarity benzeyiş
similar
aynı

Aynı sorunlarla daha önce yüz yüze geldik. - We've run into similar problems before.

Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz. - We too have a similar approach.

similar
benzeyen şey
similar
(sıfat) benzer, benzeyen, eş, benzeşen
similar
{s} benzeşen
similar
similarlybunun gibi
Английский Язык - Английский Язык
similar
having the same shape, but not necessarily the same size

    Расстановка переносов

    ha·ving the same shape, but not nec·es·sa·ri·ly the same size

    Произношение

Избранное