hard, firm; obdurate

listen to the pronunciation of hard, firm; obdurate
İngilizce - Türkçe

hard, firm; obdurate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

stark
tam/katı
stark
{s} sade
stark
suratsız
stark
boş
stark
yalın

Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin. - You ought to face the stark reality.

stark
{s} ıssız; boş; çıplak: stark mountain peaks çıplak dağ zirveleri
stark
fırtınalı
stark
{s} kesin
stark
tamamen
stark
anadan doğma
stark
stark naked anadan doğma
stark
çırılçıplak

Bu tayfunun ortasında çırılçıplak dışarı gitmek istiyorum. - I'd like to go out stark naked in the middle of this typhoon.

Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu. - My little brother ran through the living room stark naked.

stark
{s} katıksız
stark
büsbütün
stark
stark raving mad çılgın
stark
üryan
stark
bütün bütün
stark
(zarf) tam, tamamen, büsbütün, tümüyle
stark
{s} tam
stark
{s} sert
İngilizce - İngilizce
stark
hard, firm; obdurate