More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
Do you often take business trips?
- Sık sık iş gezilerine çıkar mısın?
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots.
- Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.
Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
- Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
- Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
Some day we'll take a trip to India.
- Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
The object of the journey was to visit Grandma.
- Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
Most students do the sights of Kyoto on their school excursion.
- Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.
He's the one who made an excursion there.
- Oraya geziye giden odur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
She walked around looking for him.
- Onu arayarak etrafta gezindi.
I walked about aimlessly on the street.
- Caddede amaçsızca gezindim.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Don't accept rides from strangers.
- Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
He took part in the expedition.
- O, keşif gezisine katıldı.
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.