gebe

listen to the pronunciation of gebe
Türkçe - İngilizce
pregnant

How long have you been pregnant? - Ne kadar zamandır gebesin?

Mary said she isn't pregnant. - Mary gebe olmadığını söyledi.

in an interesting condition
in the club
(hayvan) heavy with young
in the family way
with young
preggers
pregnant with, containing (something unknown)
gravid
pregnant, in the club hamile
pregnant animal
pregnant, expectant, gravid; big with (child)
(kısrak) in foal
in pod
(koyun) in lamb
impregnate
expecting
heavy with child
big with child
with child
pregnant woman, expectant mother
with lamb
(köpek) in pup
with foal
expectant
get
gestational
enceinte
big with
gebe olmak
conceive
gebe olmak
gestate
gebe kalmak
conceive
gebe bırakmak
make pregnant
gebe kalma
conception
gebe kalmak
(Tıp) carry in the womb
gebe kalmak
(Tıp) be pregnant
gebe olmak
expecting a baby
gebe olmak
be expecting a baby
gebe olmak
to be expecting
gebe olmak
to be expecting a baby
gebe olmak
expecting
gebe olmak
be expecting
gebe olmayan
nonpregnant
gebe inek
pregnant cows
gebe bırakmak
to make (a woman) pregnant, get (a woman) with child
gebe bırakmak
to make pregnant, to impregnate
gebe domuz
sow in pig
gebe hayvanın tekrar gebe kalması
superfetation
gebe kadın
woman with child
gebe kalma süresi
(Kanun) period of conception
gebe kalmak
to become pregnant, to conceive
gebe kalmak
conceive of
gebe kalmak
to become pregnant (by), get with child (by)
gebe kalmak
become pregnant
gebe olma
pregnancy
gebe olmak
to be expecting (a baby/child)
gebe olmak
(tavşan vb.) be in kindle
gebe olmayan inek
(Çiftçilik,Tarım) empty cow
gebe zar
gambler's slang loaded die
dokuz aylık gebe
she is nine months gone
ikinci kez gebe kalan kadın
(Tıp) secundigravida
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Bak: Hâmile
İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı)
Minnet altında kalan
Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan), yüklü, hamile, aylı. İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı)
Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar)
Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan), yüklü, hamile, aylı
Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar): "Geceler gebe, sabahlar yenilik doğuran birer ana değil mi?"- H. E. Adıvar
(Osmanlı Dönemi) HÂMİL
(Osmanlı Dönemi) ABİSTEN
gebe olmak
Bir şeyin olma ihtimali bulunmak
gebe