Samimi görüşünüzü duymama izin verin.
- Let me hear your frank opinion.
Lütfen benimle samimi ol.
- Please be frank with me.
Dürüst olmak gerekirse, ondan nefret ediyorum.
- Frankly speaking, I hate him.
Tom son derece dürüst bir kişi.
- Tom is an extremely frank person.
O, oldukça açık sözlü bir kişidir.
- He is an extremely frank person.
Tom o konuda çok açık sözlüydü.
- Tom was quite frank about it.
Buy a package of franks for the barbecue.
May I be frank with you?.