fli̇ght teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- flight
- uçuş
Öğleden sonra uçuş var mı?
- Is there a flight in the afternoon?
Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Could you tell me where I can find the baggage for flight JL 123?
- flight
- göç
Şehirlerden beyaz göçü önlemek kolay değildir.
- It's not easy to prevent white flight from cities.
- flight
- hareket
Uçağım bir saat içinde hareket edecek.
- My flight will depart in an hour.
Pazartesi öğleden sonra hareket eden bir uçuşa ihtiyacım var.
- I need a flight that leaves on Monday afternoon.
- flight
- menzil
- flight
- {i} kuş sürüsü
- flight
- göç etmek
- flight
- {i} kaçış
- flight
- {i} uçma
9:30 uçağı ile uçmak istiyorum.
- I'd like to take a 9:30 flight.
- flight
- seyir
- flight
- uçakla seyahat
- flight
- (Askeri) (AMERİKAN SAVUNMA KURULU) UÇUŞ: 1. Müşterek bir görev almış belirli bir uçak grubu. 2. Harekat harici bir görevde tek bir uçağın yaptığı uçuş
- flight
- sürü
Uçuş ne kadar sürüyor?
- How long is the flight?
Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?
- How long is the flight from Tokyo to Hawaii?
- flight
- yağmur (kurşun, ok vb)
- flight
- (Askeri) UÇUŞ (A. B. D. SAVUNMA BAKANLIĞI): 1. Deniz ve deniz piyade sınıfında genellikle müşterek bir görev almış belirli bir uçak grubu
- flight
- (Argo) fertik
- flight
- kat
Tom iki kat merdiven düştü ve şimdi hastanede.
- Tom fell down two flights of stairs and is now in the hospital.
Tom bir kat aşağıya yürüdü.
- Tom walked down a flight of stairs.
- flight
- {i} geri çekilme
- flight
- {i} firar
- flight
- uçmak
9:30 uçağı ile uçmak istiyorum.
- I'd like to take a 9:30 flight.
- flight
- hicret
- flight
- bir kat merdiven
- flight
- (kuş/uçak/vb.) sürü
- flight
- yol alma
- flight
- put to flight kaçm
- flight
- {i} kaçma
- flight
- {i} yağmur kurşun
- flight
- {i} ok vb
- flight
- {i} akış
- flight
- (isim) kaçma, uçuş, uçma, kuş sürüsü, böcek sürüsü, yağmur (kurşun, ok vb.), akış, kaçış, firar, geri çekilme
- flight
- hayal kurma
- flight
- {i} böcek sürüsü
- flight
- birkaç uçaktan ibaret hava filosu
- flight
- bir uçuşta katedilen mesafe
- flight deck
- (Askeri) UÇUŞ GÜVERTESİ: 1. Bazı uçaklarda, uçağı uçuşta idare için mürettebat tarafından işgal edilen yüksekçe bölüm. 2. Bir uçak gemisinin üst güvertesi olup pist olarak faydalanılır
- flight profile
- (Askeri) UÇUŞ PROFİLİ: İrtifa, hız, menzil ve manevra cinsinden bir uçağın uçuş yolunun belirlenmesi
- flight crew
- uçuş mürettabatı
- flight crew
- (Havacılık) uçuş mürettebatı
- flight data
- (Havacılık) uçuş verileri
- flight data
- (Havacılık) uçuş bilgisi
- flight form
- (Askeri) uçuş formu
- flight inspection
- (Havacılık) uçuş kontrol
- flight level
- (Askeri) uçuş irtifası
- flight level
- (Askeri) uçuş yüksekliği
- flight of stair
- merdivenin uçuş
- flight pay
- (Askeri) uçuş zammı
- flight profile
- (Askeri,Havacılık) uçuş profili
- flight safety
- (Askeri) uçuş emniyeti
- flight school
- (Askeri) uçuş okulu
- flight stick
- (Bilgisayar) uçuş kolu
- flight stick
- (Bilgisayar) uçuş çubuğu
- flight surgeon
- (Askeri,Havacılık) uçuş doktoru
- flight test
- (Askeri) uçuş kontrolü
- flight test
- (Askeri) uçuş testi
- flight altitude
- uçuş yüksekliği
- flight attendant
- uçuş görevlisi
- flight book
- uçuş defteri
- flight control
- uçuş kontrolü
- flight deck
- uçuş güvertesi
- flight level
- uçuş seviyesi
- flight line
- uçuş hattı
- flight of capital
- sermaye kaçışı
- flight of fancy
- hayal
- flight of stairs
- (bir kattan başka bir kata giden) merdiven
- flight path
- uçuş yolu
- flight plan
- uçuş josparı
- flight recorder
- kara kutu
- flight strip
- uçuş koridoru
- flight time
- uçuş süresi
- flight time
- uçuş zamanı
- flight visibility
- uçuşta görüş alanı
- flight attendants
- uçuş görevlileri
- flight bound
- uçuş sahası
Yesterday a small explosion set off in a flight bound while a plane about to taken off.
- flight control
- uçuş kontrol
- flight day
- uçuş günü
- flight departure
- uçuş kalkış
- flight engineer
- uçak mühendisi
- flight instruments
- uçuş aletleri
- flight managment system
- uçuş yönetim sistemi
- flight of stair
- iki merdiven sahanlığı arasındaki merdiven bölümü
- flight of steps
- adımlar uçuş
- flight path
- uçuş rotası
- flight path
- (Havacılık) Uçuş hattı
- flight path angle
- (Havacılık) Uçuş hattı acısı
- flight simulator
- Uçuş simülatörü
- flight strip
- uçuş şeridi, uçuş koridoru
- flight suit
- uçuş elbisesinin
- flight advisory
- (Askeri) ROTA (UÇUŞ) BİLDİRİSİ: Uçuş halindeki bir uçak veya ilgili istasyonlara, bir rota sapmasını veya düzensizliği haber vermek için gönderilen mesaj
- flight altitude
- (Askeri) UÇUŞ YÜKSEKLİĞİ: Uçuş halindeki uçağın genellikle başlangıç sathını (datum plane) teşkil eden deniz sathından itibaren ölçülen dikey mesafesi
- flight attendant
- hostes
- flight board
- (Arılık) uçuş tahtası
- flight borne
- (Askeri) uçuşta
- flight borne
- (Askeri) uçuş halinde
- flight cabin
- uçuş kabini
- flight capital
- kaçak sermaye
- flight chain
- (Madencilik) kazağı zinciri
- flight check
- (Havacılık) uçuş denemesi
- flight control system
- (Askeri) UÇUŞ KONTROL SİSTEMİ (HV.): Balistik füzelerle pilotsuz uzay araçlarında, roketle sevk edilen aracı rampadan ayrılış (liftoff) ve, varsa güdüm sistemi harekete geçinceye kadarki sevk haklı uçuş süresince, tespit edilmiş rota üzerinde tutan otomatik sistem
- flight coordination center
- (Askeri) UÇUŞ KOORDİNASYON MERKEZİ: Uçuş harekat merkezinin, trafik düzenlemesi ve muhabere imkan ve kabiliyetlerini uzatmak maksadıyla, normal olarak, sahra ordusu ileri bölgesinde faaliyette bulunan bir tali bölümü
- flight data recorder/fault analyzer
- (Askeri) uçuş veri kaydedicisi/hata çözümleyici
- flight deck landing practice
- (Askeri) güverteye inişi geliştirme amaçlı eğitim uçuşu
- flight deck status and signaling system
- (Askeri) uçuş güverte durum ve işaret sistemi
- flight diagram
- (Askeri) UÇUŞ DİYAGRAMI: Bir uçak pilotuna yol gösteren seyir diyagramı
- flight diagram
- (Askeri) uçuş diyagramı
- flight engineer
- (Askeri) UÇUŞ MÜHENDİSİ: Bak. "engineer"
- flight environment
- (Askeri) UÇUŞ ŞARTLARI (HV.): Havadaki bir sistemi veya teçhizat parçasını çevreleyen ve etkileyen şartlar
- flight facilities
- (Askeri) HAVA TRAFİK KONTROL KISMI, HAVA TRAFİK KONTROL ŞUBESİ (HV.): A. F. C. S. Komutanlık terimi. Bir AFCS birliğinin, hava trafik kontrol hizmetlerini gören bir karargah kısmı.. Ayrıca bir karargahta, hava trafik kontrol sorumluluğu taşıyan bir birliğin hava trafik kontrol görevleri üzerinde karargah denetiminde bulunan bir kısım
- flight facilities officer
- (Askeri) HAVA TRAFİK KONTROL KISIM AMİRİ, HAVA TRAFİK KONTROL ŞUBESİ MÜDÜRÜ (HV.): Hava trafik kontrol kısmı veya şubesini denetlemek veya yönetmek üzere görevlendirilmiş bir şahıs
- flight feather
- uçmayı kolaylaştıran tüy
- flight ferry control center; force fires coordination center
- (Askeri) uçuş feri kontrol merkezi; kuvvet atış koordinasyon merkezi
- flight following
- (Askeri) UÇUŞ TAKİBİ: Belirli bir uçağın rotasındaki gelişmeye ve/veya uçuş bitimini tespit için teması muhafaza etme görevi
- flight form
- (Askeri) UÇUŞ FORMU: Bir uçağın yükünü oluşturan personel ve malzemeyi yazmak ve uçağın ağırlık merkezini belirtmek maksadıyla tutulan örnek
- flight formation
- (Askeri) KOL/UÇUŞ DÜZENİ: Belirli bir tertipte uçan iki veya daha çok uçak. Buna kısaca "formation" da denir
- flight indicator
- (Askeri) UFUK GÖSTERGESİ: Uçağın gerçek ufka nazaran yana eğiklik (tilt) derecesini gösteren ve alet uçuşunda kullanılan jiroskopik veya başka bir alet
- flight information center
- (Askeri) UÇUŞ BİLGİ MERKEZİ: Uyarı ve uçuş bilgi hizmeti sağlamak üzere oluşturulmuş bir birlik
- flight information publication; flight instruction procedures
- (Askeri) uçuş malumat yayını; uçuş talimat usulleri
- flight information publications
- (Askeri) UÇUŞ HABERLERİ YAYIMLARI (HV.): Pilotlu uçuşların, seyrüsefer yardımcı vasıtaları ve tesisleriyle ilgili olarak, planlaması, icrası ve sona erdirilmesi konusunda bilgi veren yayın
- flight information region
- (Askeri) UÇUŞ BİLGİ BÖLGESİ: İçerisinde uçuş bilgi hizmeti ve uyarı hizmeti sağlanmış belirli boyutta bir hava sahası. Ayrıca bakınız: "air traffic control area", "air traffic control center". "area control center"
- flight information service; foreign intelligence service
- (Askeri) uçuş malumat hizmeti; yabancı istihbarat servisi
- flight kit
- (Havacılık) uçuş donanımı
- flight kit
- uçuş teçhizatı
- flight kitchen
- (Havacılık) uçuş mutfağı
- flight level
- (Askeri) UÇUŞ SEVİYELERİ: Belirli bir basınç bilgi birimi 1013,2 mb (29.92 Hg-civa) ile ilgili bulunan ve belirli basınç fasılaları ile ayrılan sabit atmosfer basıncı yüzeyleri (uçuş seviyeleri yüzlerce feeti gösteren 3 haneli olarak ifade edilir. Örneğin uçuş yüzey seviyesi 250 demek 25000 feetlik bir barometrik altimetreyi temsil eder, uçuş seviyesi 255 demek 25.500 feetin belirtisi demektir)
- flight levels
- (Havacılık) uçuş seviyeleri
- flight lieutenant
- pilot yüzbaşı
- flight line
- (Askeri) PARK VE BAKIM YERİ: Uçakların park edildikleri ve bakımlarının yapıldığı yer
- flight load
- (Havacılık) uçuş yükü
- flight log
- (Askeri) UÇAĞIN ÜSTTEN GÖRÜNÜŞÜ: Bir uçağın üstten görünüşü. Hava savunma personeline uçak siluetlerini tanıtmak amacıyla yapılan eğitimde kullanılan standart uçuş killerinden biri. Buna "top view" da denir
- flight manifest
- (Askeri) UÇUŞ MANİFESTOSU: Bir uçaktaki personelin isim, rütbe ve sicil numarası halinde tam kayıtlarını gösteren form. Bu form aynı zamanda yüklenen malzemenin uçaktaki yeri ve raf numarası ile kısa tanımını da verir. Personel ve malzeme için yük hesapları da gösterilir. Her uçak için, kaç nüsha lazımsa o miktarda, ayrı bir form hazırlanır
- flight mechanic
- uçuş teknisyeni
- flight method
- (Askeri) KOLLARLA BOMBARDIMAN USULÜ: Uçaklarla bombardıman taarruzu usulü. Bu usulde hücum birlikleri düşman hava savunma mevziinin ve dinleme aletlerinin hemen dışında kalır ve eşit aralıklara çeşitli yönlerden hedef sahasına kollar gönderir. Bu yöntem, özellikle, geceleri kullanılır
- flight monitor
- (Askeri) uçuş gözlemcisi
- flight motor
- (Askeri) uçuş motoru
- flight muscle
- (Arılık) uçma kası
- flight note
- (Arılık) uçuş işareti
- flight number
- uçuş numarası
- flight number 120 is now boarding
- 120 numaralı uçuş binişe başlamıştır
- flight nurse
- (Havacılık) uçuş hemşiresi
- flight of fancy
- hayal, hayal kurma
- flight of stairs
- {i} iki kat arasındaki merdivenler
- flight of stairs
- (isim) iki kat arasındaki merdivenler
- flight of stairs
- (bir kattan merdiven sahanlığına kadar giden) merdiven bölümü
- flight of step
- merdiven kolu
- flight officer
- (Askeri) HAVA ÜSTEĞMENİ: İngiliz Hava Kuvvetlerinde hava subaylarına mahsus bir rütbe. Bu rütbe, Amerikan Hava Kuvvetlerinde (first lieutenant" rütbesine karşılık gelir)
- flight officer
- (Askeri) hava üsteğmeni
- flight operation center
- (Askeri) UÇUŞ HAREKAT MERKEZİ: Taktik kara-hava trafik düzenleme sisteminin, aletli uçuş durumundaki hava araçlarının takibini, ayrılmasını ve dost hava savunma makamlarına dost uçakların tanıtılmasını temin eden unsuru
- flight or fight response
- (Pisikoloji, Ruhbilim) kaç-kavga et tepkisi
- flight path
- uçuş pateni
- flight path
- uçuş yörüngesi [balistik]
- flight path
- (Askeri) UÇUŞ YOLU: Bir uçak, füze veya uzay aracının hava uzay sahasında hareket halinde iken bulunduğu mevkileri düşey ve yatay düzlemlere göre devamlı olarak birleştiren hat
- flight pay
- (Askeri) UÇUŞ ZAMMI: Bak. "aviation pay"
- flight plan
- uçuş planı
- flight plan
- (Askeri) UÇUŞ PLANI: Tasarlanan bir uçuşa ait bilgiler. Bu plan, çıkış zamanını ve yerini, rotayı, muhabere vasıtalarını, muhtemel dönüş ve gidilen yere varış zamanını içerir
- flight plan correlation
- (Askeri) UÇUŞ PLANI MÜNASEBETİ: Bilinen uçuş planları yardımı ile bir uçağı tanıtma vasıtaları
- flight position
- (Askeri) UÇUŞ VAZİYETİ: Uçuş halindeki bir uçağın gözetlenebileceği (5) beş görünüşten biri. Bu görünüşler şunlardır.1. Önden görünüş (coming flight) veya (front view) 2. Yandan görünüş (passing flight) veya (side view) 3. Üstten görünüş (flight at lower altitude) veya (top view) 4. Alttan görünüş (overhead flight) veya (bottom view) 5. Perspektif görünüş (maneuvering flight) veya (perspective view)
- flight range
- (Askeri) uçuş menzili
- flight ration
- (Askeri,Havacılık) uçuş rasyonu
- flight ration
- (Askeri) UÇUŞ RASYONU: Uçuş için veya uçuş esnasında verilen, diğer rasyonlardan daha çok nişasta içeren ve gaz yapmayan rasyon çeşidi
- flight readiness firing
- (Askeri) FÜZE UÇUŞ HAZIRLIK ATIŞI (AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI): Füzenin rampasına (launcher) tespit edilmiş halde iken, çalışır durumdaki tahrik sistemi ile yapılan kısa süreli bir füze sistemi deneyi. Böyle bir deney, uçuş kontrolundan (deneyinden) önce, füze sistemi ve atış kızağı düzenindeki hazırlık derecesini tespit için yapılır
- flight recorder
- (Askeri) UÇUŞ KAYITÇISI, UÇUŞ KAYIT ALETİ: Hava basıncının değişmesi vesaire gibi çeşitli uçuş şartlarını kaydeden kombine alet
- flight report
- (Askeri) UÇUŞ RAPORU: Hava Kuvvetlerinde, bir uçuşa ait detayı kayıt için kullanılan rapor formu. Bu rapora uçuş müddeti, uçağın evsafı ve mürettebatı tarafından yapılan görevler kaydedilir
- flight report
- (Askeri) uçuş raporu
- flight risks
- (Sigorta) uçuş rizikoları
- flight space
- (Havacılık) uçuş ortamı
- flight strip
- (Havacılık) uçuş şeridi
- flight suit
- (Askeri) uçuş kombinezonu
- flight suit
- (Askeri) uçuş elbisesi
- flight suit
- (Askeri) uçuş tulumu
- flight surgeon
- (Askeri) UÇUŞ DOKTORU, HAVA DOKTORU: Hava doktorluğu alanında özel surette yetişmiş ve başlıca görevi hava mürettebatının sağlık muayene ve bakımı olan doktor
- flight test
- (Askeri) UÇUŞ DENEYİ, UÇUŞ KONTROLU, TECRÜBESİ: Bir uçak, roket, füze veya diğer aracın fiili uçuşlar veya fırlatılmak suretiyle yapılan deneyi. Uçuş kontrolları (deneyleri), belirli deney maksatlarını temin ve çalıştırma bilgileri elde etmek üzere planlanır
- flight test vehicle
- (Askeri) UÇUŞ DENEY ARACI (HV.): Ya bizzat kendi imkan ve kabiliyetinin tespiti veya uçuş deneyine ihtiyaç gösteren teçhizatın taşınması için uçuş deneyleri yapmaya mahsus bir deney aracı
- flight ticket
- uçak bileti
İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?
- Do you have a cheap flight ticket on a domestic line?
- flight time
- (Havacılık) uçuş müddeti
- flight visibility
- (Askeri) UÇUŞ GÖRÜŞ MESAFESİ: Uçuş halindeki bir uçağın pilot kabininden bariz ışıklı olmayan cisimlerin gündüz tanımlanabildiği ve bariz ışıklı cisimlerin geceleyin tanımlanabildiği vasati ufki mesafe
- flight worthy
- uçuşa elverişli
- flight worthy
- uçuşa uygun
- flight yoke
- (Bilgisayar) uçuş dümeni
- flight
- basamak
- flight
- filo
- flightless
- uçamayan
- flight
- (Kanun) sefer
Bagajınız bir sonraki seferde gibi görünüyor.
- It looks like your luggage is on the next flight.
Bu, Bostona giden Sefer 333 için son çağrı.
- This is the last call for Flight 333 to Boston.
- flights
- seferler