etkileyen

listen to the pronunciation of etkileyen
Türkçe - İngilizce
affecting
influential
(Dilbilim) causer
effecter
influencer
(Dilbilim) effector
affectional
etkileyen okları çıkar
(Bilgisayar) remove precedent arrows
birbirini etkileyen
interactive
etkile
affect

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

birden fazla organı etkileyen
multiple
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

I was impressed by the general knowledge of Japanese students. - Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

borsada büyük oynayarak fiyatları etkileyen kimse
bear
etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

kanı etkileyen
haematic [Brit.]
kanı etkileyen
hematic
rüşvetle etkileyen kimse
embracer
tüm vücudu etkileyen hastalık
systemic disease
etkileyen