etkileyen

listen to the pronunciation of etkileyen
Türkisch - Englisch
affecting
influential
(Dilbilim) causer
effecter
influencer
(Dilbilim) effector
affectional
etkileyen okları çıkar
(Bilgisayar) remove precedent arrows
birbirini etkileyen
interactive
etkile
affect

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

birden fazla organı etkileyen
multiple
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

borsada büyük oynayarak fiyatları etkileyen kimse
bear
etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

kanı etkileyen
haematic [Brit.]
kanı etkileyen
hematic
rüşvetle etkileyen kimse
embracer
tüm vücudu etkileyen hastalık
systemic disease
etkileyen
Favoriten