Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom looked deeply into Mary's eyes.
Bob o konuyu derin derin düşündü.
- Bob thought deeply about that matter.
Derin deniz fobisine sahip misin?
- Do you have deep sea phobia?
Deniz kendi kendine derinleşecek.
- The sea will turn deep by itself.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Onun romanları benim için çok anlaşılmazdır.
- His novels are too deep for me.
Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız.
- We never experience our lives more intensely than in great love and deep sorrow.
Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
- Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.
- Recently, there's been a lot of talk about distance education.
Tom'un pes bir sesi var.
- Tom has a deep voice.
Sana yürekten âşığım.
- I'm deeply in love with you.
Tom onun gözlerinin içine yürekten baktı.
- Tom stared deep into her eyes.
He wants to make gobs of money selling cassettes.
... But as people personalize, they block out a lot of other ...
... But it's been crazy lately because a lot of people have been going for the costume route. ...