Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu Türkiye'yi de etkilemektedir.
 - The unstable security situation in Syria also affects Turkey.
Tom son derece istikrarsız.
 - Tom is extremely unstable.
Tom'un kararsız olduğunu düşünüyorum.
 - I think Tom is unstable.
Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
 - Tom told me Mary was emotionally unstable.
Leyla son derece dengesizdi.
 - Layla was extremely unstable.
O aklen dengesiz ve muhtemelen bir katil.
 - She's mentally unstable and probably a killer.
Moda değişken bir şeydir.
 - Fashion is a fickle thing.
Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
 - Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.