Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out.
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Tom'un köpeği dışarı gitmek istedi.
- Tom's dog wanted to go outside.
Köpek dışarı gitmek istiyor.
- The dog wants to go outside.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Dışarıya çıkmak ve yiyecek bir şey almak ister misin?
- Do you want to go out and get something to eat?
Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
- It's not a good idea to go out after dark by yourself.