English - Turkish
Definition of to divide into portions and dispense in English Turkish dictionary
- distribute
- dağıtmak
Biz bu ürünü Japonya'da dağıtmak isteriz.
-We would like to distribute this product in Japan.
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
-Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- distribute
- düzenlemek
- distribute
- {f} paylaştırmak
- distribute
- bölüştürmek
- distribute
- (fiil) dağıtmak, vermek, paylaştırmak, yaymak, saçmak; sürmek (boya)
- distribute
- dağıtımını yapmak
- distribute
- tasnif etmek
- distribute
- {f} vermek
- distribute
- dağıt
Yeni battaniyeler yoksullara dağıtıldı.
-New blankets were distributed to the poor.
Öğretmen sınav kağıtlarını dağıttı.
-The teacher distributed the question papers.
- distribute
- (Askeri) DAĞITMAK, TEVZİ ETMEK: Ateşin, ikmal maddelerinin, emir haber vesairenin dağıtılması
- distribute
- {f} saçmak
- distribute
- yaymak
- distribute
- sınıflamak
- distribute
- türkümlere ayırmak
- distribute
- pay etmek
- distribute
- dağit
Related Terms
English - English
Definition of to divide into portions and dispense in English English dictionary
- distribute
He distributed the bread amongst his followers.
to divide into portions and dispense
Hyphenation
to di·vide in·to portions and dis·penseTurkish pronunciation
tı dîvayd întı pôrşınz ınd dîspensPronunciation
/tə dəˈvīd əntə ˈpôrsʜənz ənd dəˈspens/ /tə dɪˈvaɪd ɪntə ˈpɔːrʃənz ənd dɪˈspɛns/
Resimler
Favorites