English - Turkish
Definition of to be transacted; to take place; to occur in English Turkish dictionary
- proceed
- {f} with -e devam etmek
- proceed
- {f} to -e geçmek; -e gitmek; ilerlemek
- proceed
- (fiil) ilerlemek, devam etmek, davranmak, girişmek, dava açmak, dava etmek, doktor ünvanı kazanmak
- proceed
- yol almak
- proceed
- -den ileri gelmek
- proceed
- (Kanun) davaya bakmak
- proceed
- sürdürmek
- proceed
- ilerle
Tam olarak önerdiğiniz gibi ilerleyeceğiz.
-We'll proceed exactly as you suggest.
Onun nasıl ilerleyeceği konusunda hiçbir belirgin fikri yok.
-He has no distinct idea of how to proceed.
- proceed
- sürmek
- proceed
- {f} devam etmek
Bilimci araştırmaya devam etmekte ısrar etti.
-The scientist insisted on proceeding with the research.
Nasıl devam etmek istersin?
-How would you like to proceed?
- proceed
- yol tutmak
- proceed
- {f} dava açmak
- proceed
- çıkmak
- proceed
- (Mukavele) ileri gitmek, ilerlemek
- proceed
- {f} to -e başlamak: When I asked them to lower their voices they proceeded to
- proceed
- baş göstermek
- proceed
- meydana gelmek
- proceed
- (Askeri) İLERLEMEK: Bulunulan yerden daha ileri gitmek
- proceed
- {f} doktor ünvanı kazanmak
- proceed
- türemek
Related Terms
English - English
Definition of to be transacted; to take place; to occur in English English dictionary
- proceed
to be transacted; to take place; to occur
Hyphenation
to be transacted; to take place; to oc·curPronunciation
Resimler
Favorites