Repetition plays an important role in language study.
 - Tekrarlama, dil çalışmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Repetition is the father of learning.
 - Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.
Tom won't likely repeat that mistake.
 - Tom büyük olasılıkla bu hatayı tekrarlamaz.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
 - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
That's worth repeating.
 - O tekrarlamaya değer.
Stop repeating everything I say.
 - Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes.
Apparently, he had never heard of recursion.
 - Görünüşe göre, o hiç tekrarlama duymamıştı.
Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
 - Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
 - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.
 - Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
His repeated delinquencies brought him to court.
 - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
He repeated it again.
 - O, onu yine tekrarladı.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
 - Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
Would you mind repeating the question?
 - Soruyu tekrarlar mısın?