Repetition plays a very important role in language learning.
 - Tekrarlama, dil öğrenmede çok önemli bir rol oynamaktadır.
Repetition does not transform a lie into a truth.
 - Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.
Tom doesn't like to repeat himself.
 - Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
Don't repeat such a careless mistake.
 - Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
 - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say!
 - Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!
Apparently, he had never heard of recursion.
 - Görünüşe göre, o hiç tekrarlama duymamıştı.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
 - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
Tom doesn't like to repeat himself.
 - Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.
 - Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
He repeated his name slowly.
 - Yavaşça adını tekrarladı.
His repeated delinquencies brought him to court.
 - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
 - Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
 - Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.