Definition of star in English Turkish dictionary
- yıldız
Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.
- The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
- {f} yıldız olmak
- {f} başrolde oynatmak
- baş rolü oynamak
- üstün
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
- star
- {f} yıldız koy
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
- talih
- (Askeri) scheduled theater airlift route; sensitive target approval and review; standard attribute reference; standard terminal arrival route; surface-to
- {f} -in yanına yıldız işareti koymak
- yıldız koyarak işaret etmek
- yıldıza ait
- (Tıp) Yıldız şeklinde organ, yıldız, stella
- yıldızla işaretli
- önemli
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
- No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
- {i} sin., tiy., müz. yıldız, star: She's become a movie s(Tarih) Sinema yıldızı oldu
- başrolde göstermek
- {f} (belirli bir filmin) yıldızı olmak: This film stars Charlie Chaplin. Bu filmin
- {i} yıldız,yıldız
- parlak
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim.
- I had never seen such a shiny star.
- {f} başrolde oynamak
- (Askeri) YILDIZ İŞARET FİŞEĞİ: Tek ışık halinde yanan işaret fişeği
- ünlü
O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.
- She started pursuing him before he became famous.
Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom was famous when we started dating.
- meşhur
- büyük
Yıldızlar büyüktür, çünkü onlar sıcaktır; onların yakıtı bittiğinde, onlar çökerler.
- Stars are big, because they're hot; when their fuel is exhausted, they collapse.
Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı.
- After the initial shock of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.
- {f} yıldız yapmak
- {f} yıldızlamak
- {s} en iyi; üstün: star role en önemli rol
- {i} şans
Tom'un başlamak için bir şansı var.
- Tom got a chance to start over.
Hala hayatta olduğum için şansıma şükrediyorum.
- I thank my lucky stars that I'm still alive.
- en iyi olan
- {f} yıldızlarla süslemek
- en iyi
Bir takımın en iyi oyuncusu olmam zordu.
- It was difficult for me to become a starting player.
2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.
- When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
- yıldız biçimli
- assolist
- star doll
- Ünlü kişilerin oyuncak bebek modelleri
- star gauge
- (Askeri) çap mastarı
- star of david
- (Bilgisayar) süleyman'ın mührü
- star atlas
- gök atlası
- star bit
- yıldız uç
- star cluster
- yıldız kümesi
- star dust
- yıldız tozu
- star dust
- kozmik toz
- star dyeing
- yıldız boyama
- star map
- gök haritası
- star pinion
- ıstavroz dişlisi
- star point
- nötr çekit
- star-shaped
- yıldız biçimli
Mary yıldız şeklinde kurabiye kesici kullanarak biraz yıldız biçimli zencefilli kurabiye yaptı.
- Mary made some star-shaped gingerbread cookies using a star-shaped cookie cutter.
- star anise
- (Botanik, Bitkibilim) Yıldız anason
- star bit
- yıldız üç
- star bright
- star parlak
- star catalogue
- yıldız kataloğu
- star connection
- yıldız bağlantı
- star fruit
- star meyve
- star gazing
- star bakan
- star handle
- star kulp
- star is shining
- star parlıyor
- star lighting
- star aydınlatma
- star network
- yıldız ag
- star point
- nötr nokta
- star quad cable
- yıldız-dörtlü kablo
- star ship
- star gemi
- star sign
- (Astronomi) Burç: Zodyak üzerinde yer alan on iki takım yıldıza verilen ortak ad
- star struck
- star vurdu
- star studded
- star çivili
- star-crossed
- Şanssız, tâlihsiz, kötü kaderli
- star-shaped
- yıldız şeklinde
Bu kurabiyeler yıldız şeklinde.
- These cookies are star-shaped.
Mary yıldız şeklinde kurabiye kesici kullanarak biraz yıldız biçimli zencefilli kurabiye yaptı.
- Mary made some star-shaped gingerbread cookies using a star-shaped cookie cutter.
- star/ring network
- yıldız/halka ağ
- star ager
- (Tekstil) yıldız buharlayıcı
- star attraction
- yıldız çekimi
- star bullets
- (Bilgisayar) yıldız madde işaretleri
- star camera
- (Telekom) yıldız izler
- star catalogue
- (Astronomi) yıldız katalogu
- star chamber
- kraliyet davalarının yapıldığı salon (westminster)
- star cluster
- takım yıldızı
- star connected device
- yildiz ba¤lantili devre
- star crossed
- tâlihsiz
- star crossed
- şanssız
- star delta starter
- yildiz ucgen yol verici
- star drill
- yıldız uçlu delik kalemi
- star dust
- parlak yıldız kümesi
- star frame ager
- (Tekstil) yıldız buharlayıcı
- star gage
- (Askeri) ÇAP MASTARI İLE ÖLÇMEK: Bir silahın çapını çap mastarı ile ölçmek
- star grain propellant
- (Askeri) YILDIZ TANELİ BARUT: Kesiti bir yıldız şeklindeki katı bir sevk hakkı
- star map
- yıldız haritası
- star network
- (Bilgisayar,Teknik) yıldız şebeke
- star network
- yıldız yapısında ağ
- star role
- en önemli rol
- star shell
- işaret fişeği
- star shell
- (Askeri) ışık mermisi
- star shell
- (Askeri) IŞIK MERMİSİ: İçinde kimyasal bir madde bulunan ve paralanınca bu maddeyi tutuşturan mermi. Kimyasal madde çok parlak bir alevle yanar ve geceleri aydınlatmak için kullanılır
- star spangled
- yıldızlarla süslü
- star spangled banner
- amerikan bayrağı
- star spangled banner
- amerikan milli marşı
- star steamer
- (Tekstil) yıldız buharlayıcı
- star stream
- (Astronomi) yıldızlar akıntısı
- star strut
- (İnşaat) çift çapraz destek
- star system
- sin., tiy., müz. star sistemi
- star tracker
- (Askeri) YILDIZ TAKİPÇİSİ: Bir füze veya uçuş halindeki diğer bir cisim üzerinde bulunan ve anteni bir gök cismine göre uyarlayıp füze veya uçuş halindeki cisme, uçuş sırasında güdüm sağlayan teleskopik bir alet
- star tracker
- (Askeri) yıldız takipçisi
- star voltage
- (Elektrik, Elektronik) yıldız gerilim
- star wheel
- (Bilgisayar,Teknik) program tekerleği
- star wheel
- cırcır dişli
- star/ring network
- yıldız/halka yapısında ağ
- standard star
- standart yıldız
- standard star
- ayar yıldızı
- standard star
- standart yıldız, ayar yıldızı
- binary star
- (Tekstil) çift yıldız sistemi
- starred
- {s} yıldızlı
- starred
- yıldız işaretli
- falling star
- ağma
- falling star
- akanyıldız
- fixed star
- durağan yıldız
- flare star
- (Astronomi) parıltılı yıldız
- four star petrol
- süper benzin
- shooting star
- şahap
- shooting star
- (Astronomi) ağma
- shooting star
- (Astronomi) ağan
- super star
- süper star
- variable star
- (Astronomi) değişen yıldız
- wish on a star
- yıldıza bakarak niyet tutmak
- wish upon a star
- yıldıza bakarak niyet tutmak
- North Star
- Demirkazık
- Pole Star
- Demirkazık
- Pole Star
- Kutupyıldızı
- binary star
- çift yıldız
- bronze star
- bronz yıldız
- bronze star medal
- bronz madalya
- circumpolar star
- batmayan yıldız
- co-star
- başrol oyuncularından biri
- comparison star
- dayanak yıldızı
- dark star
- ışık vermeyen yıldız
- dog star
- büyük köpek burcunda en parlak yıldız
- double star
- çift yıldız
- dwarf star
- cüce yıldız
- evening star
- akşam yıldızı
Venüs'e Akşam Yıldızı denilmektedir. Bu dünya'dan bize çok parlak göründüğü için denilmektedir.
- Venus is called the Evening Star. It is called this because it looks so bright to us from Earth.
- evening-star
- Çulpan
- evening-star
- Akşamyıldızı
- falling star
- şahap
- feature as the star
- yıldız gibi parla
- film star
- film yıldızı
- film star
- sinema yıldızı
- five-star hotel
- beş yıldızlı konakçı
- fixed star
- duran yıldız
- giant star
- muhteşem yıldız
- hitch one's waggon to a star
- gözü yükseklerde olmak
- irregular variable star
- düzensiz değişen yıldız
- magnetic variable star
- manyetik değişken yıldız
- main sequence star
- cüce yıldız
- morning star
- sabah yıldızı
Venüs aynı zamanda Sabah Yıldızı olarak da bilinmektedir.
- Venus is also known as the Morning Star.
- movie star
- film yıldızı
- multiple star
- çok yıldız
- north star
- kutupyıldızı
- sea star
- denizyıldızı
- shell star
- kabuklu yıldız
- shooting star
- akanyıldız
- television star
- televizyon yıldızı
- tv star
- televizyon yıldızı
- unlucky star
- felaket habercisi yıldız
- variable star
- değişken yıldız
- stars
- yıldızlar
- starless
- {s} yıldızsız
- starless
- kapalı
- starless
- (sıfat) yıldızsız
- starred
- {s} yıldızı
- starred
- her hangi bir şeyin yıldızı olarak gösterilmiş
- starred
- yıldızlarla donanımı
- starred
- burçların etkisinde olan
- starred
- {s} zodyak'ın etkisinde olan