meşhur

listen to the pronunciation of meşhur
Turkish - English
famous

Washington was the most famous man in America. - Amerika'nın en meşhur adamı Washington'du.

Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam. - Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.

renowned

Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills. - Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.

reputed
famous person
famous, famed, renowned; well-known
illustrious
celebrated
famed
noted

The hotel is noted for its food. - Otel yemeği ile meşhurdur.

(Atasözü)ial
famous, well-known, famed, noted, celebrated ünlü
well known
of mark
note

The hotel is noted for its food. - Otel yemeği ile meşhurdur.

(deyim) in the public eye
celebrity

Tom and Mary are one of the most famous celebrity couples in the world. - Tom ve Mary dünyadaki en tanınmış meşhur çiftlerden biridir.

proverbial
fable
star
wellknown
prominent
meşhur etmek
signalize
meşhur lâf
tag
meşhur olmak
set the Thames on fire
meşhur olmak
to become famous
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Tanınmış, herkesin bildiği. Çoklarının bildiği
(Osmanlı Dönemi) ünlü, bilinen
Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın: "Yeni Park gazinosunda kasabanın meşhur kara dut şerbetiyle beraber bir parça da içki içilir."- R. N. Güntekin. Ünlü, tanınmış kimse
Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın
Ünlü, tanınmış kimse
(Osmanlı Dönemi) ME'SUR
meşhur olmak
Ün kazanmak, tanınmak, ün almak, ünlenmek
meşhur
Favorites