Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
- The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
- The river flows slowly to the sea.
Balon yavaş yavaş indi.
- The balloon descended slowly.
Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary spoke Japanese slowly.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Lütfen daha yavaş konuşun.
- Please speak more slowly.
Bu günlerde iş çok kesat.
- Business is so slow these days.
İşler gerçekten kesatlaştı.
- Business has really slowed down.
Tom golf sever ama Mary onun yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor.
- Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring.
Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
- The game was slow, and it was also boring.
Daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Can you speak more slowly?
Lütfen daha yavaş konuşun.
- Please speak more slowly.
Yavaşlamamız gerekmiyor mu?
- Shouldn't we slow down?
Tom yavaşlamamı söyledi.
- Tom told me to slow down.
Please speak more slowly!
- Please speak more slowly.
Speak more slowly, please!
- Speak more slowly, please.
... of this, and I'm slowly getting kind of accustomed to ...
... about the growth of the economy? It's growing more slowly this year than last year, and ...