Local residents are in a state of shock.
- Yerel sakinler şok içinde.
The residents of this town are deeply religious and patriotic people.
- Bu kasabanın sakinleri çok dindar ve vatansever insanlar.
It was a calm winter evening.
- Sakin bir kış akşamıydı.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
The mother was quieting her crying baby.
- Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
Tom asked Mary to be quiet.
- Tom Mary'den sakin olmasını rica etti.
I guess I have some tranquilizers in my bag.
- Sanırım çantamda biraz sakinleştirici var.
Would you like a tranquilizer?
- Bir sakinleştirici ister misiniz?
Calm down and be cool.
- Sakin ol ve rahat ol.
Mike always stays cool.
- Mike her zaman sakin kalır.
Tom tried to stay composed.
- Tom sakin kalmaya çalıştı.
I am also a citizen of Tokyo.
- Ben de bir Tokyo sakiniyim.
I am a citizen of Chiba, but work in Tokyo.
- Ben Chiba sakiniyim ama Tokyo'da çalışıyorum.
They have Tom sedated.
- Onlar Tom'u sakinleştirdiler.
I was heavily sedated.
- Ağır şekilde sakinleşmiştim.
Sami was enjoying a leisurely life.
- Sami sakin bir hayattan zevk alıyordu.
The police vehicle's armor plating saved the lives of its occupants.
- Polis aracının zırh kaplaması apartman sakinlerinin hayatlarını kurtardı.
Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.
- Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.
Fadil was amazingly calm and collected after he had shot Rami.
- Fadıl, Rami'yi vurduktan sonra inanılmaz biçimde sakin ve kendindeydi.
Mary's partner is a taciturn person.
- Mary'nin ortağı sakin bir kişidir.
She married a local boy.
- O, yöre sakini bir çocukla evlendi.
Local residents are in a state of shock.
- Yerel sakinler şok içinde.
He jumped into the cold and calm waters of the gulf, and started to swim through the darkness.
- O, körfezin soğuk ve sakin sularına atladı ve karanlığın içinden yüzmeye başladı.
The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
- Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
- Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
He's trying to be cool.
- Sakin olmaya çalışıyor.
Calm down and be cool.
- Sakin ol ve rahat ol.
Sami has to calm down.
- Sami sakin olmak zorunda.
You have to calm down.
- Sakin olmak zorundasın.
Tom is trying to keep cool.
- Tom sakin olmaya çalışıyor.
You have to calm down.
- Sakin olmak zorundasın.
Sami has to calm down.
- Sami sakin olmak zorunda.
Take it easy. I can assure you that chances are in your favor.
- Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.
Take it easy. I can assure you that everything will turn out fine.
- Sakin olun. Ben her şeyin güzel olacağına sizi temin edebilirim.
Stay calm. You'll have your reward tomorrow.
- Sakin ol. Yarın ödülünü alacaksın.
Stay calm and do your best.
- Sakin ol ve elinden geleni yap.