You must not speak Japanese during the class.
 - Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
You must not speak Japanese during the class.
 - Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
 - Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
 - İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
He met many fascinating people in the course of his travels.
 - O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.
The brain waves during REM sleep are the same as when awake, and it's the stage when you have dreams.
 - REM uykusu sırasında beyin dalgaları uyanıkken olduğu gibidir ve bu, rüyalar gördüğün zamanki aşamadır.
The orchestra makes discordant noises when tuning up.
 - Orkestra akort etme sırasında kulak tırmalayan sesler yapar.
Auto-destruct sequence initiated.
 - Otomatik imha sırası başlar.
Genes consist of a specific sequence of DNA.
 - Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
We queued up to get tickets for the concert.
 - Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.
We queued up for the bus.
 - Biz otobüs için sıraya girdik.
There is a bench in front of the train station.
 - Tren istasyonunu önünde bir sıra var.
Tom took a seat next to Mary on the bench.
 - Tom oturma sırasında Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
His rank isn't high enough for that position.
 - Sıralaması bu pozisyon için yeterince yüksek değil.
He ranked fourth on a total of 56 runners.
 - O, toplam 56 koşucu arasında dördüncü sırada yer aldı.
I broke my leg in two places during a skiing mishap.
 - Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
 - Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
Tom sat two rows ahead of me.
 - Tom iki sıra önümde oturdu.
Tom always wants to sit in the front row.
 - Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
Line up and walk to the door in order.
 - Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.
Let's learn the basic tags in order.
 - Temel etiketleri sırayla öğrenelim.
You are the next in line for promotion.
 - Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
Line up and walk to the door in order.
 - Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.
They sang on the stage in turn.
 - Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
It was my turn to clean the room.
 - Odayı temizleme sırası benimdi.
Italy has two mountain ranges, the Alps and the Apennines.
 - İtalya'nın iki dağ sırası vardır, Alpler ve Apeninler.
There is a book on the desk.
 - Sıranın üstünde bir kitap var.
There is one apple on the desk.
 - Sıranın üzerinde bir elma var.
Form a straight line!
 - Düz bir sıra oluşturun.
Tom pitched six innings.
 - Tom altı vuruş sırası fırlattı.
Poetry consists of the best words arranged in the best order.
 - Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
The recent frequency of earthquakes makes us nervous.
 - Şu sıralardaki deprem sıklığı bizi endişelendiriyor.
Tom usually sits in the back pew.
 - Tom genellikle arka sırada oturur.
Is it safe to eat raw fish during pregnancy?
 - Hamilelik sırasında çiğ balık yemek güvenli midir?
During the morning of March 20, 2015, a total solar eclipse will be visible from the Faroe Islands, located northwest of Scotland, and the Svalbard Islands, located east of Greenland.
 - 20 Mart 2015 sabahı sırasında tam güneş tutulması İskoçyanın kuzeybatısında yer alan Faroe adalarından ve Greenland'in doğusunda yer alan Svalbarg adalarından gözle görülebilir olacak.
Tom pitched six innings.
 - Tom altı vuruş sırası fırlattı.
I am absent from school on occasion.
 - Ara sıra okula gitmem.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
 - Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
 - Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
During the strike, 35% of the trains will operate.
 - Grev sırasında trenlerin % 35'i çalışacak.
There is a bench in front of the train station.
 - Tren istasyonunu önünde bir sıra var.
The students walked in a single file.
 - Öğrenciler tek sıra halinde yürüdüler.
We followed him single file till we reached the cabin.
 - Kulübeye yetişinceye kadar onu tek sıra izledik.
Having misconceptions of what mathematics is is even more ordinary than not knowing how to spell my name.
 - Matematiğin ne olduğu ile ilgili yanılgıların olması ismimi nasıl heceleyeceğinizi bilmediğinizden bile daha sıradandır.
I got to the bank and luckily didn't have to get in line.
 - Bankaya gittim ve neyseki sırayla girmek zorunda kalmadım.
The bank collapsed during the recession.
 - Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.