pron. belonging to you

listen to the pronunciation of pron. belonging to you
English - Turkish

Definition of pron. belonging to you in English Turkish dictionary

yours
saygılarımla
yours
seninki

Seninki de fena değil. - Yours is not bad, either.

Benim görüşüm seninkine benzer. - My opinion is similar to yours.

yours
yours truly hürmetle
yours
ben

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

Kendini benim yerime koy. - Put yourself in my place.

yours
senin

O, senin bir arkadaşın mı? - Is he a friend of yours?

Defter senin değil, onundur. - The notebook is not yours. It's his.

yours
sizin

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam. - I can't afford such a good camera as yours.

yours
sizinki

Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız. - Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.

Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum. - I want a jacket shaped like yours.

yours
sizinkiler

Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede? - Our children are at school; where are yours?

Sanırım bunlar sizinkiler. - I think these are yours.

yours
seninkiler

Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük. - My shoes are bigger than yours.

Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler. - These are my shoes and those are yours.

yours
sizlerinki
English - English