English - Turkish
Definition of passing belief; exceedingly great; as, a fabulous price in English Turkish dictionary
- fabulous
- {s} harika
Tom harika bir iş yaptı.
-Tom did a fabulous job.
Harika bir gün yaşadığınızı umuyorum ve yakında birlikte doğum günlerimizi kutlamamız gerekiyor!
-I hope you're having a fabulous day and we need to celebrate our birthdays together soon!
- fabulous
- {s} inanılmaz
- fabulous
- {s} efsanevi
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
-The unicorn is a fabulous monster.
- fabulous
- hayali
- fabulous
- süper
- fabulous
- olağanüstü
- fabulous
- müthiş
- fabulous
- düşsel
- fabulous
- mükemmel
- fabulous
- şaşılacak
- fabulous
- mübalâğalı
- fabulous
- abartılmış
- fabulous
- hayali/hoş/inanılmaz
- fabulous
- {s} harika, süper, çok güzel, enfes
- fabulous
- (sıfat) müthiş, şahane, harika, uydurma, hayal ürünü, inanılmaz, imkânsız
- fabulous
- hayal mahsulü
- fabulous
- inanılmaz mükemmellikte
Related Terms
English - English
Definition of passing belief; exceedingly great; as, a fabulous price in English English dictionary
- fabulous
passing belief; exceedingly great; as, a fabulous price
Hyphenation
pass·ing belief; ex·ceed·ing·ly great; as, a fa·bu·lous pricePronunciation
Resimler
Favorites