Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

in point of fact

listen to the pronunciation of in point of fact
English - Turkish
aslını ararsan
aslında
(deyim) aslini ararsan
hakikaten
gerçekten
gerçekte
actually
fiilen
actually
aslında

O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır. - She looks young, but she's actually older than you are.

İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim. - Believe it or not, I can actually draw.

actually
sahi

Aslında bu alanın bir haritasına sahibim. - I actually do have a map of this area.

Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi? - Have you actually ever tried Thai food?

actually
doğrusu
actually
sahiden

Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi? - Have you actually ever tried Thai food?

actually
hani
actually
aslına bakılırsa

Birçok insan tembeldir. Aslına bakılırsa ben de tembelim. - A lot of people are lazy. Actually, I'm lazy too.

Ben aslına bakılırsa asla burada daha önce olmadım. - I've never actually been here before.

actually
asıl
actually
bizatihi
actually
aslına bakarsak

Aslına bakarsak ben bile Tom'la tanışmadım. - I actually haven't even met Tom.

in point of
hususunda
actually
gerçekten

Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı. - Tom has actually never been to Boston.

Para gerçekten ödenildi mi? - Was the money actually paid?

actually
hakikaten
actually
gerçekte

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor. - Tom says he has actually seen a ghost.

in point of
konusunda
in point of
bakımından
English - English
actually
actually, in truth
IPOF
in point of fact
Favorites