in a clear manner

listen to the pronunciation of in a clear manner
English - Turkish
açık bir şekilde, açık olarak, net bir şekilde, anlaşılır bir şekilde
clearly
açık bir biçimde

Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı. - The professor briefly and clearly described the topic of his study.

Düşünceni daha açık bir biçimde açıkla! - Explain your idea more clearly.

clearly
açıkça

O, konuyu açıkça belirtmiştir. - He clearly stated that point.

Şirkette açıkça konuşmalısın. - You must speak clearly in company.

clearly
apaçık

Hâlâ apaçık hatırlıyorum. Yedi ya da sekiz yıl önceydi. Tam olarak nerede? Sen de orada mıydın? - I still clearly remember. It was seven or eight years ago. Where exactly? Were you also there?

in a manner
sanki
clearly
açık seçik
clearly
kesinlikle
clearly
düpedüz
in a manner
bir şekilde
clearly
şüphesiz

Wilson kazanmak için şüphesiz en iyi şansa sahipti. - Wilson clearly had the best chance to win.

Şüphesiz, o, biyoteknoloji hakkında çok şey biliyor. - Clearly, she knows a lot about biotechnology.

clearly
anlaşılır biçimde

O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı. - He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.

Tom anlaşılır biçimde bir şizofren paranoyak. - Tom is clearly a paranoid schizophrenic.

clearly
açık açık
English - English
clearly
limpidly
in a manner
in a way, in a fashion
in a clear manner

    Hyphenation

    in a clear man·ner

    Turkish pronunciation

    în ı klîr mänır

    Pronunciation

    /ən ə ˈklər ˈmanər/ /ɪn ə ˈklɪr ˈmænɜr/
Favorites