This dog breed has very special markings.
- Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.
Put question marks where you're sure.
- Soru işaretlerini emin olduğunuz yere koyun.
Exclamation marks are used much more frequently in German than they are in English.
- Ünlem işaretleri Almancada İngilizcedekilerden çok daha sık olarak kullanılır.
I can't see the road signs in this fog.
- Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
All the signs are that she is getting better.
- Bütün işaretler onun daha iyiye gittiği yönünde.
I need three markers.
- Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.
Tom doesn't understand social cues.
- Tom sosyal işaretleri anlamıyor.
Stand by for my signal.
- İşaretim için beklemede kalın.
The policeman signaled me to stop.
- Polis durmam için işaret etti.
He put a mark on the page.
- O, sayfaya bir işaret koydu.
She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
- O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
A long tongue is a sign of a short hand.
- Uzun bir dil, kısa bir elin işaretidir.
He signaled that I should follow him.
- O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
He responded by giving the OK gesture.
- EVET işareti vererek yanıtladı.
Tom gestured for Mary to go inside.
- Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.
Her slurred speech was an indication that she was drunk.
- Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi.
I see no indication of that ever happening.
- Onun olup bittiğine dair bir işaret görmüyorum.
The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
- Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
Are there any landmarks?
- Doğal sınır işaretleri var mı?
The teacher is busy marking papers.
- Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.
This dog breed has very special markings.
- Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.
I motioned for her to sit down.
- Onun oturması için ona işaret ettim.
He motioned me to stand up.
- O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
His index finger is shorter than his ring finger.
- Onun işaret parmağı yüzük parmağından daha kısadır.
My index finger was suddenly itchy.
- İşaret parmağım birden kaşındı.
A nod is a sign of agreement.
- Bir baş sallama bir onay işaretidir.
Tom signaled Mary with a nod.
- Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti