I looked at her full of amazement and admiration. After a while she hissed Don't stand there gawking!
- Şaşkınlık ve hayranlık dolu olarak ona baktım. Bir süre sonra o seslendi Aval aval bakarak orada durma!
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
Hero worship is a dangerous thing.
- Taparcasına hayranlık duymak tehlikeli bir şey.
I know who your secret admirer is.
- Senin gizli hayranının kim olduğunu biliyorum.
Anne has many admirers.
- Anne'in birçok hayranları var.
I'm a fan of Tatoeba.
- Tatoeba'nın bir hayranıyım.
I am fan of football.
- Ben futbol hayranıyım.
Tom has done an admirable job.
- Tom hayranlık uyandıran bir iş yaptı.
Tom is a yoga enthusiast.
- Tom bir yoga hayranı.
Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.
- Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir.
We cannot help admiring his talent.
- Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.
I couldn't help admiring him.
- Ona hayran olmak elimde değildi.
Tom is nuts about squirrels.
- Tom sincaplara hayran.