Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
I would like to get a camera like this.
- Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.
It sounds like they're not going to leave.
- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
We'll use energy sources such as the sun and wind.
- Biz güneş ve rüzgar gibi enerji kaynakları kullanacağız.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
Tom stared at Mary icily.
- Tom Mary'ye buz gibi baktı.
Needless to say, Judy came late as usual.
- Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.
Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
Tom is kind of tired. He wants to go home.
- Tom yorgun gibi, eve gitmek istiyor.
We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us.
- Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
Tom fell into the ice-cold water of the river.
- Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.
Layla survived the ice-cold night.
- Leyla buz gibi geceyi atlattı.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
The banana was brown and mushy.
- Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
I'd rather die now than vegetate for fifty more years.
- Elli yıl daha ot gibi yaşamaktansa şimdi ölmeyi tercih ederim.
He has a will of steel.
- Çelik gibi bir iradesi var.
Her cheeks were as cold as ice.
- Onun yanakları buz gibi soğuktu.
Jackson's eyes grew as cold as ice.
- Jackson'ın gözleri buz gibi soğuklaştı.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
I'm working like crazy to make sure I have enough time.
- Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
Tom ran like crazy to catch up with Mary.
- Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.