Turkish - English
Definition of gereç in Turkish English dictionary
- appliance
- staff
- equipment
- requisite
- material
- material, equipment
- materiel
- (Hukuk) device
- implement
- medium
The air is a medium for sound.
-Hava ses için bir gereçtir.
- (Ticaret) rental
- agent
- instrument
- supply
- araç gereç
- equipment
- gereçler
- material
- gereçler
- supplies
Tom went downtown to buy supplies.
-Tom gereçler almak için şehir merkezine gitti.
- araç- gereç
- tools
- araç gereç
- instruments
- araç gereç
- paraphernalia
- araç gereç
- outfit
- araç gereç
- findings
- araç gereç
- kit
- emici gereç
- absorbent material
- esnek gereç
- flexible material
- gereçler
- material supplies, requisites
- gereçler
- wherewithal
- gereçler
- wherewith
- gereçler
- {i} equipment
- iletken gereç
- (Elektrik, Elektronik) conductive material
- kritik gereç
- critical material
- kusurlu gereç
- defective material
- küçük araç gereç yapma
- gadgetry
- oluklu gereç kaplama
- corrugated siding
- oluklu sac gereç
- corrugated sheet material
- porselen gereç
- chinaware
- sağlama (yiyecek/gereç vb)
- (Ticaret) purveyance
- seramik gereç
- (İnşaat) ceramic ware
- tehlikesiz gereç
- nonhazardous material
- tescilli markalı gereç
- (Ticaret) proprietary material
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of gereç in Turkish Turkish dictionary
- Bir şey yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal: "Bu sarayların bütün gereci Londra'dan taşınmıştır."- S. Birsel
- Bir şey yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal
gereç
Hyphenation
ge·reçPronunciation
Resimler
History
Favorites