dönemi

listen to the pronunciation of dönemi
Turkish - English
term time
dönem
period

We have English third period. - Üçüncü dönemde İngilizcemiz var.

I went to the theater to see a period drama. - Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.

dönem
term

The second term came to an end yesterday. - İkinci dönem dün sona erdi.

It is impossible for me to finish my term paper by tomorrow. - Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.

dönem
spell

We have had a long spell of hot weather. - Uzun bir sıcak hava dönemi geçirdik.

The spell of drought did severe damage to the harvest. - Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.

iyileşme dönemi
convalescence
amortisman dönemi
(Ticaret) amortisation period
bahar dönemi
(Eğitim) spring term
bahar dönemi
(Eğitim) spring semester
buzul dönemi
ice age
cumhuriyet dönemi
republic period
devon dönemi
(Denizbilim,Jeoloji) devonian
dönem
(Matematik) periot
dönem
stage

All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages. - Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

dönem
failure recovery
dönem
(Askeri) age

The age of nuclear power is not yet over. - Nükleer enerjinin dönemi henüz bitmedi.

All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages. - Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

dönem
mileage
dönem
fit
dönem
{i} semester

The semester exams are finally over. - Dönem sınavları nihayet bitti.

I'm taking Spanish this semester. - Bu dönem İspanyolca alıyorum.

ergenlik dönemi
puberty
etkinlik dönemi
season
gebelik dönemi
(Tıp) gestation period
gebelik dönemi
(Tıp) gestational age
kırınım dönemi
(Biyokimya) refractory period
mahsup dönemi
(Politika, Siyaset) set off period
muhasebe dönemi
(Ticaret) financial year
perde dönemi
pitch period
perde dönemi ses
(Bilgisayar) pitch period
staj dönemi
(Eğitim) internship period
tudor dönemi
(Tarih) tudor
yavru dönemi
(Ticaret) infancy
üretim dönemi
(Ticaret) production period
dönem
epoch
dönem
era

I'm a man born in the Showa era. - Showa döneminde doğmuş bir adamım.

In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam. - Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.

dönem
day
dönem
season

It's going to cost you a lot more to stay at that hotel during high season than during low season. - İşin yoğun olduğu dönemde o otelde kalmak sana işin düşük olduğu dönemde kalmaktan çok daha fazlaya mal olacaktır.

dönem
terminal
bizans dönemi
Byzantine period
dönem
run

We will become happy in the long run. - Uzun dönemde mutlu olacağız.

emekleme dönemi
(Ticaret) infancy
eğitim dönemi
training period
final dönemi
final exam week
saltanat dönemi
reign
viktorya dönemi
Victorian period
yaz dönemi
summer term
Aydınlanma Dönemi
Age of Reason
Jülyen dönemi
Julian period
adet dönemi
term
alım satım dönemi
marketing season
avlanma yasağı dönemi
shutoff
avlanma yasağı dönemi
close time
avlanma yasağı dönemi
close season
barış dönemi
peacetime
barış dönemi psikolojik harekat (PSYOP) programı
(Askeri) overt peacetime psychological operations (PSYOP) program
bağışıklık dönemi
(Hukuk) suspension period
besi dönemi
(Tarım) fattening period
bin yıllık barış ve refah dönemi
millenarian
bin yıllık refah dönemi
millennium
dalga dönemi
wave period
devonyen dönemi
Devonian
dinazorlar dönemi
jurassic period
dinlenme dönemi
dormant season
durgunluk dönemi
(Ticaret) period of recession
dönem
session
dönem
circle
dönem
date

This custom dates from the Edo period. - Bu gelenek Edo döneminden kalma.

dönem
term (of a legislature until the next election)
dönem
round (in boxing)
dönem
period of time, period, era
dönem
period, era, epoch; term, semester
dönem
(Hukuk) period, phase
dönem
school term, semester
emekleme çağı/dönemi early stage of development
(of something)
gebelik dönemi
gestation
gel-git dönemi
(Askeri) age of tide
gelişme dönemi ağrıları
growing pains
geçiş dönemi
transition period
geçiş dönemi
(Hukuk) transitional stage
güz dönemi
michaelmas term
hazırlık dönemi
(Hukuk) preparation stage
hesap dönemi
accounting period
hesap dönemi
financial year
hokey dönemi
(Spor) hockey season
huzur ve mutluluk dönemi
Golden Age
ikinci çağın son dönemi
cretaceous period
işletme hesap dönemi son günü
settlement day
kanaat dönemi semester
(of an academic year)
kanaat notu dönemi semester
(of an academic year)
koloni dönemi
colonial period
kredi dönemi
(Ticaret) credit period
kuluçka devri/dönemi incubation period
(for eggs or a disease caused by a pathogen)
kuluçka dönemi
incubation
kızgınlık dönemi
heat
nisbi tepkisizlik dönemi
(Pisikoloji, Ruhbilim) relative refractory period
oluşma dönemi
gestation
paleozik devrin ilk dönemi
Cambrian
paskalya perhizi dönemi
lent term
piyasa dönemi
(Ticaret) market term
piyasa dönemi
(Ticaret) market period
planlama dönemi
(Ticaret) planning horizon
proje dönemi
project period
refah dönemi
summer
regl dönemi
term
sanatçının gençlik dönemi eserleri
juvenilia
sayı dönemi
digit period
seçim dönemi
electoral period
seçim dönemi the period which extends
from one general election to the next
suskunluk dönemi
relaxation time
tahsilat dönemi
(Ticaret) collection period
tarama dönemi
scanning period
tebeşir dönemi
Cretaceous
timur dönemi mimarisi
timurid architecture
tiyatro dönemi
(Tiyatro) theatre season
vergilendirme dönemi
(Ticaret) period of taxation
vergilendirme dönemi
(Ticaret) taxation period
viktoria dönemi
Victorian period
yaz dönemi
trinity term
yenileme dönemi
(Bilgisayar,Teknik) regeneration period
yılın üç aylık dönemi
(Ticaret) qarter
çiftleşme dönemi
mating season
çiftleşme dönemi
pairing time
çiftleşme dönemi
pairing season
çiftleşme dönemi davranışları
display behavior
çiçek açma dönemi
florescence
çıraklık dönemi
novitiate
çıraklık dönemi
noviciate
öğrencilik dönemi
pupilage
üçüncü çağın son dönemi
Pliocene
Turkish - Turkish

Definition of dönemi in Turkish Turkish dictionary

final dönemi
okullarda son sınavların yapıldığı dönem
Dönem
ravnt
Dönem
periyot
Dönem
devre
av dönemi
Av hayvanlarının avlanması veya bu amaçla kullanılan av araçlarının kullanılmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi
bahar dönemi
Yılın kıştan sonra gelen ilk ayları
buzul dönemi
Buzulların yayıldığı dördüncü zaman
dönem
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
dönem
Dönme işi
dönem
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot: "Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi."- H. E. Adıvar
dönem
Bir eğitim öğretim yılı içindeki iki ayrı öğretim süresi
dönem
Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki zaman süresi, devre
dönem
Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süresi
dönem
Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre
emekleme dönemi
Emekleme çağı
eğitim dönemi
Herhangi bir konuda bilgi ve becerileri geliştirmek için ayrılan süre
güz dönemi
Eğitim öğretimde ilk yarı yıl
güz dönemi
Güz ayları
hazırlık dönemi
Hazırlanmak için geçen süre
karbon dönemi
Birinci Çağ'ın dördüncü dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları, karbonifer
kuluçka dönemi
Döllenmeden sonra canlı bir organizma oluncaya kadar geçen süre
kuluçka dönemi
Bir mikrobun vücuda girmesiyle hastalığın belirmesi arasında geçen süre
kuluçka dönemi
Genellikle dişi kuş veya dişi kümes hayvanının yavru çıkarmak için yumurtaları üstüne yatması gereken süre
kış dönemi
Kış mevsimi
yasama dönemi
Meclisin bir yıllık çalışma dönemi
yaz dönemi
Yaz süresine rastlayan, yazın yapılan (şey)
dönemi
Favorites