İki tane kuş, inşaat izni olmadan bir yuva inşa etti.
- The two birds built a nest without a building permit.
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
Araba, binanın önüne park edildi.
- The car is parked in front of the building.
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
Yeni bir ev inşa etmek bir sürü paraya mâl olur.
- Building a new house cost a lot of money.
Bina 1960'ta yapıldı.
- The building was built in 1960.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Bizim apartmanın bodrum katında bir çamaşırhane var.
- There's a laundromat in the basement of our apartment building.
Tom şimdi yaşadığım aynı apartman dairesinde yaşardı.
- Tom used to live in the same apartment building as I do now.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.
- The children are building sand castles on the beach.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
Sanırım evimizi yapmayı bitirmek bir yıldan daha fazla alacaktır.
- I think it'll take more than a year to finish building our house.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.
- On building sites, hard hats must be worn at all times.
Ben bir şantiyede çalışıyorum.
- I work on a building site.
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
O mimar çok modern evler inşa ediyor.
- That architect builds very modern houses.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Onu yapmak yıllarımı aldı.
- It took many years to build it.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
- The money was appropriated for building the gymnasium.
Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
- A new school building is under construction.
İnsan zihnini ve insan davranışlarını inceleyen psikoloji gözlem ve deneylerle bilgi oluşturur.
- Psychology, which studies the human mind and human behavior, builds knowledge by observation and experiments.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.
- Tom lives on the third floor of this apartment building.
Bizim apartmanın bodrum katında bir çamaşırhane var.
- There's a laundromat in the basement of our apartment building.
Bu bina taştan yapılmıştır.
- This building is made of stone.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
My sister lives in that apartment building.
The building of the bridge will be completed in a couple of weeks.
Cells are the building blocks of life.
Rugby players are of sturdy build.
... that we are building at Google. ...
... workers that you meet in Toledo or Detroit take such pride in building the best cars ...