Böbürlenmek istemedim.
 - I didn't want to brag.
Övünmek için değil ama ben dün ilk milyon dolarımı kazandım.
 - Not to brag, but I just made my first million dollars yesterday.
Övünmek için değil ama ben dün ilk milyar dolarımı kazandım.
 - Not to brag, but I just made my first billion dollars yesterday.
Tom kesinlikle çok övünür.
 - Tom certainly brags a lot.
Zafer kazanmış olmakla övündü.
 - He bragged of having won the victory.
Böbürlenmek istemedim.
 - I didn't want to brag.
Tom yeni telefonuyla böbürlendi.
 - Tom bragged about his new phone.
Tom yeni arabası hakkında övünmeye başladı.
 - Tom started bragging about his new car.
O genellikle övünmez.
 - He usually doesn't brag.