Ben palavra dinlemekten bıktım.
 - I'm tired of listening to your bragging.
Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.
 - Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
Tom yeni arabası hakkında övünmeye başladı.
 - Tom started bragging about his new car.
Böbürlenmek istemedim.
 - I didn't want to brag.
Övünmek yok! Bu seni kötü gösterir!
 - Don't brag! It makes you sound poorer!
Övünmek için değil ama ben dün ilk milyon dolarımı kazandım.
 - Not to brag, but I just made my first million dollars yesterday.
Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.
 - Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
Ne kadar iyi yemek pişirdiği hakkında övünür.
 - She brags about how well she can cook.
Böbürlenmek istemedim.
 - I didn't want to brag.
Tom yeni telefonuyla böbürlendi.
 - Tom bragged about his new phone.
Fransız palavralarına katlanmak zordur.
 - It's hard to endure the boastings of the French.
Tom yeni arabası hakkında övünmeye başladı.
 - Tom started bragging about his new car.
Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.
 - Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
Worth as much as $900 million, he estimates, the author clearly thinks he has earned bragging rights, and he intends to exercise them.