azaltılmak

listen to the pronunciation of azaltılmak
Turkish - English
be shortened
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house. - Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
{f} decreasing

A recent survey shows that the number of smokers is decreasing. - Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

Our sales are decreasing. - Satışlarımız azalıyor.

azal
fallen off
azal
diminish

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

azal
{f} decreased

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

My income has decreased ten percent. - Gelirim yüzde on azaldı.

azal
fall off
azaltılma
abatement
azal
mute
azaltılma
abate
English - English

Definition of azaltılmak in English English dictionary

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Turkish - Turkish
Azaltma işi yapılmak
AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azaltılmak
Favorites