azalmış

listen to the pronunciation of azalmış
Turkish - English
shortened
attenuated
reduced

Prices have been reduced by 20 to 40 percent. - Fiyatlar yüzde 20 ila 40 oranında azalmıştır.

decreased

Illegal logging has decreased considerably. - Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.

The university's endowment has decreased steadily over the last ten years. - Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.

decayed
attenuate
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

This medicine will decrease your pain. - Bu ilaç ağrını azaltacak.

azal
{f} decreasing

The country is aiming at decreasing its imports. - Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.

Japan's consumption of rice is decreasing. - Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

azal
fallen off
azal
diminish

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
{f} decreased

Sales have decreased these days. - Satışlar bugünlerde azaldı.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
fall off
azal
mute
etkisi azalmış
diluted
etkisi azalmış
dilute
English - English

Definition of azalmış in English English dictionary

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Turkish - Turkish

Definition of azalmış in Turkish Turkish dictionary

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar