English - Turkish
Definition of an explosive consisting of sodium nitrate, charcoal, sulphur, and petroleum in English Turkish dictionary
- tin
- kalay
Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
-Bronze is composed of copper and tin.
Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?
-Can you distinguish silver from tin?
- tin
- teneke
Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.
-Tom poured the soup into a large tin cup.
Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.
-Tom heard the sound of rain on the tin roof.
- tin
- {i} konserve kutusu
- tin
- {f} teneke kutuya koymak
- tin
- teneke,v.teneke kutuya koy: n.teneke
- tin
- {f} kalaylamak
- tin
- kutulamak
- tin
- saç
- tin
- {i} para
- tin
- {f} teneke kutuya koy
- tin
- (yiyecek/vb.) konservelemek
- tin
- tenekeden yapılmış
- tin
- teneke kutu
Teneke kutu içinde altı tane balık var.
-There are six fish inside the tin can.
- tin
- tin god tanrı gibi ululanan değersiz kimse
- tin
- (Tıp) Sn sembolü ile bilinen, atom no: 50 ve atom ağırlığı: 118.70 olan kimyasal element, kalay
- tin
- {f} İng. (bir şeyi) teneke
- tin
- (Nükleer Bilimler) (sn) kalay
Related Terms
an explosive consisting of sodium nitrate, charcoal, sulphur, and petroleum
Hyphenation
an ex·plo·sive consisting of so·di·um nitrate, charcoal, sulphur, and pe·tro·le·umPronunciation
Resimler
History
Favorites