teneke

listen to the pronunciation of teneke
Turkish - English
tin

Tom poured the soup into a large tin cup. - Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.

Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset. - Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.

canister
tin plate
tagger
(Askeri) tin-plate
can

He picked up cans in the street. - O, caddedeki teneke kutuları topladı.

I saw a man yesterday eating from a garbage can. - Dün çöp tenekesinden yemek yiyen bir adam gördüm.

bin

Throw the egg shells in the organic rubbish bin. - Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

tinplate, tin
(large, tin) can or canister (usually containing a liquid): gaz tenekesi kerosene can. (arkasından)
made of tinplate, tinplate, tin
tin, tinplate; (large, tin) can/canister; (made of) tin
tinplate
teneke (kutu)
tin
teneke kutu
can

I have nothing to open the can with. - Teneke kutuyu açacak bir şeyim yok.

There are six fish inside the tin can. - Teneke kutu içinde altı tane balık var.

teneke kutu
canister
teneke kutu içine koymak
tin
teneke levha
tinplate
teneke mahallesi
shantytown
teneke mahallesi
favela
teneke makası
(Mekanik) sheet metal shears
teneke gibi
tinny
teneke gibi ses çıkaran
tinny
teneke kap
tinpot
teneke kutu
tin box
teneke kutu
tin can

There are six fish inside the tin can. - Teneke kutu içinde altı tane balık var.

teneke kutu
can, canister
teneke kutudaki içecek
can
teneke kutuya koymak
tin
teneke levha
sheet tin, tinplate
teneke mahallesi
shantytown, favela
teneke makası
shears
teneke uydu
(Telekom) tin-sat
teneke çalmak
to jeer at (someone) (often by banging on tinware)
teneke çatı örtüsü
tin roofing
teneke şapka
tin hat
tembel teneke
lazy bum
teneke kutu
tin

There are six fish inside the tin can. - Teneke kutu içinde altı tane balık var.

arkasından teneke çalmak
1. to gossip about, run down. 2. to shout insults at (someone) as he leaves
eksilme teneke veya varil vb
(Ticaret) wantage
kutulama (teneke)
(Gıda) tinning
kuyrukuna teneke bağlamak
to make (someone) a laughingstock
kuyruğuna teneke bağlamak
to make a laughingstock of sb
Turkish - Turkish
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac
Ahır
Bu maddeden yapılan, yaklaşık 20 litre hacmindeki kap
Tenekeden yapılmış (şey)
Bu kabın aldığı miktarda: "Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti."- R. N. Güntekin
Bu kabın aldığı miktar
Kalaylı ince sac
rupla
teneke mahallesi
Damlarının çoğu teneke kaplı, derme çatma evlerin oluşturduğu mahalle
teneke
Favorites