Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.
- Ken and his brother are very much alike.
Büyük akıllar benzer düşünürler.
- Great minds think alike.
Biz bütün ziyaretçilere aynı davranırız.
- We treat all visitors alike.
Bu kalemler benzeyebilir ama aynı değiller.
- These pencils might look alike but they're not the same.
Sen ve ben benzer şekilde düşünüyoruz.
- You and I think alike.
Sen ve ben benzer şekilde düşünmüyoruz.
- You and I don't think alike.
Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
- An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Yasalar önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal under the law.
Bir artı iki üçe eşittir.
- One plus two is equal to three.
Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.
- With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
- The property was divided equally among the heirs.
Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.
- All those flowers look alike.
Tom'un çocuklarının hepsi benzer görünüyor.
- Tom's children all look alike.
Her ikisi de aynı derecede makul.
- Both are equally plausible.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.
O, görev için yeterli değildir.
- He is not equal to the task.
The twins were alike.
We are all alike concerned in religion.
Person B: More like fools seldom differ in this case.
... all the major labels and Indies alike. ...