aboundance

listen to the pronunciation of aboundance
English - Turkish

Definition of aboundance in English Turkish dictionary

abundance
bolluk

Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla. - In times of abundance, remember the times of famine.

Bolluk içinde yaşıyor. - She lives in abundance.

abundance
{i} refah, varlık ve rahatlık
abundance
(isim) bolluk, bereket, taşkınlık, servet, zenginlik; coşkunluk
abundance
{i} servet

Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur. - How to distribute abundance is a great problem.

abundance
{i} taşkınlık
abundance
çok olma
abundance
varlık ve rahatlık
abundance
{i} bereket, bolluk
abundance
ganilik
abundance
çokluk
abundance
kesret
abundance
bereket,bolluk
abundance
Servet, refah
abundance
{i} coşkunluk
abundance
bollu

Bolluk içinde yaşıyor. - She lives in abundance.

Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla. - In times of abundance, remember the times of famine.

English - English
abundance