Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
- We almost got caught a few times.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Çok az sayıda samimi arkadaşı var.
- She has very few close friends.
Tom'un bir sürü tanıdığı olduğu hâlde çok az arkadaşı var.
- Tom has lots of acquaintances but very few friends.
... But there were very few actual creative content creators back ...
... very, very few African-American students, in some, there might have been no African-American ...