a kind of coarse, obdurate land

listen to the pronunciation of a kind of coarse, obdurate land
English - Turkish

Definition of a kind of coarse, obdurate land in English Turkish dictionary

till
-e kadar
till
{e} kadar

Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin. - You must not smoke till you grow up.

06:00 ya kadar başlayamam. - I cannot start till six o'clock.

till
(Ticaret) para kasası
a kind of
tarafından
till
çiftçilik
till
(Tarım) pullukla sürmek
a kind of
bir çeşit

Şitaki bir çeşit mantardır. - A shiitake is a kind of mushroom.

till
para çekmecesi
till
oluncaya kadar

Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı. - He did not repent of his idleness till he failed in the examination.

O, mezun oluncaya kadar çok utangaçtı. - She had been very shy till she graduated.

till
(İş yerlerinde kullanılan) Kasa
till
{f} sürmek
till
till I come
till
ziraat
till
bağ
till
işle
till
(fiil) sürmek, toprağı sürmek, işlemek (toprak)
till
ben gelinceye kadar

Sadece ben gelinceye kadar pozisyonunu bozma. - Just hold your position till I arrive.

Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste. - Ask her to wait till I come.

till
{e} bağ. -e kadar: till Friday cumaya kadar. till Antalya Antalya'ya kadar
till
zamana kadar

O zamana kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda till that time.

Dükkân ne zamana kadar açık? - When is the store open till?

till
{f} toprağı sürmek
till
{i} kasa
till
till now şimdiye kadar
English - English
till
a kind of coarse, obdurate land
Favorites