We waved flags to welcome members of our baseball team.
- Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.
We stood at the door to welcome our guests.
- Misafirlerimizi karşılamak için kapıda durduk.
Rain or shine, I will come to meet you at the station.
- Ne olursa olsun, seni karşılamak için istasyona geleceğim.
In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
- Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
I was chosen to satisfy you.
- Seni karşılamak için seçildim.
Tom wasn't there to greet Mary.
- Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
Paul came to Rome to greet me.
- Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
I'm trying my best to provide for you and your brother.
- Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
I'm trying my best to provide for you and your sister.
- Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
He works day and night to provide for his family.
- O, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz çalışır.
I'm trying my best to provide for you and your brother.
- Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Don't take the trouble to come and meet me.
- Gelip beni karşılamak için zahmet etmeyin.