şimdiye kadar

listen to the pronunciation of şimdiye kadar
Turkish - English
so far, until now, up to now
as yet

Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West. - Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

The colony has not declared independence as yet. - Sömürge şimdiye kadar bağımsızlık ilan etmedi.

so far

He has built two houses so far. - O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.

So far, your action seems completely groundless. - Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.

ever

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

Kylie Minogue is the best singer I've ever heard! - Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!

yet

Has Tom found his keys yet? - Tom şimdiye kadar anahtarlarını buldu mu?

Have you told your parents yet? - Şimdiye kadar anne ve babana söyledin mi?

up to this point in time
up to this point
up to this time
by this time

They ought to have arrived there by this time. - Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.

to date
until now

Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so. - Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.

This fact was not known until now. - Bu gerçek şimdiye kadar bilinmiyordu.

hitherto
heretofore
uptill now
up till now

Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force. - Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

şimdiye kadar her şey iyi
so far so good