Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
Madison made an emotional speech in Congress.
- Madison Kongrede çok duygusal bir konuşma yaptı.
Tom avoided listening to sad and sentimental love songs after he and Mary had split up.
- O ve Mary ayrıldıktan sonra Tom üzücü ve duygusal aşk şarkılarını dinlemekten kaçındı.
Don't be such a sentimental idiot.
- Böyle bir duygusal aptal olmayın.
Tom told me Mary was emotionally unstable.
- Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.
I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.