He is not just interested, he's crazy about it.
 - O onunla sadece ilgilenmiyor, ona deli oluyor.
Do you think I'm crazy?
 - Sizce ben deli miyim?
Hamlet acts as if he were insane.
 - Hamlet sanki deli gibi davranır.
You don't want Tom to think you're insane.
 - Tom'un seni deli sanmasını istemiyorsun.
Prisons are full of lunatics.
 - Cezaevleri delilerle dolu.
The people from Madrid are lunatics.
 - Madritli insanlar delidirler.
He is either drunk or mad.
 - O ya sarhoş ya da deli.
Tom worked like a madman.
 - Tom bir deli gibi çalıştı.
He acted like a madman.
 - O, bir deli gibi hareket etti.
He behaved like a madman.
 - Delirmiş gibi davrandı.
Tom was deliriously happy.
 - Tom delicesine mutluydu.
Tom said that Mary was delirious.
 - Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
 - Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
I thought Tom and Mary were nuts.
 - Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
 - Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
Ram and Sita were very fond of Hanuman.
 - Ram ve Sita Hanuman'a deli oluyorlardı.
Tom looked pretty distracted.
 - Tom oldukça deli görünüyordu.
Tom seems slightly distracted.
 - Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Beşinci Cadde ve Harvey Caddesinin köşesindeki şarküteride çok et vardır.
 - There are a myriad of meats at the deli on the corner of Fifth and Harvey Street.
Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
 - Sorry, where can I find a delicatessen?