These are our visitors.
- Bunlar bizim ziyaretçilerimiz.
Visitors are welcome.
- Ziyaretçiler bekleniyor.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
He looks forward to having 200 visitors.
- O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.
The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
He sometimes visits me.
- Beni bazen ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.