Some were pretty badly burned.
- Bazıları oldukça kötü biçimde yanmıştı.
There were some burned-out structures along the road.
- Yol boyunca bazı yanmış yapılar vardı.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
A burnt child dreads fire.
- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The darkest place is under the candlestick.
- Çıra dibine kör yanar.
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
We hurried in the direction of the fire.
- Yangın istikametinde koşturduk.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Tom looked sideways at Mary.
- Tom yanlamasına Mary'ye baktı.
His bed is next to the wall.
- Onun yatağı duvarın yanında.
I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu.
The fire burned up brightly.
- Ateş parlak bir şekilde yandı.
Both buildings burned down.
- Her iki bina da yandı.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.