Hava günden güne ısınıyor.
- Es wird von Tag zu Tag wärmer.
Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
- A warm, sunny day is ideal for a picnic.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
- He warmed himself with a pocket heater.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
- He embraced his son warmly.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
Tom says that digital audio lacks the warmth of vinyl records.
- Tom meint, dass digitalen Tonträgern die Wärme einer Schallplatte fehlt.
It was the warmth that I missed the most.
- Es war die Wärme, die mir am meisten fehlte.