Bir sanatçı gözüyle,bu değerlidir, duyarım.
- To the eye of an artist, this is valuable, I hear.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antique carpets are especially valuable.
Şüphesiz bilgisayar, kıymetli bir alettir.
- The computer is undoubtedly a valuable tool.
Değerli eşyalarınızı kasaya koyun.
- Put your valuables in the safe.
Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.
- This safe is for keeping valuables.
Değerli şeyler bankanın korumasındadır.
- The valuables are in the safekeeping of the bank.
Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.
- She kept her valuables in the bank for safety.
Değerli eşyalarınızı kasaya koyun.
- Put your valuables in the safe.
Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
- I want to recover my valuables.
That ring over there is very valuable.
... We have to work out how valuable these pages are going ...
... on society to tell him what makes him valuable. ...