bu evrak işleme alındı.
Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
- We don't have time to process all this data.
Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
- Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
Tarih, her daim devam eden bir süreçtir.
- History is an ever-ongoing process.
Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
- This computer has a Pentium processor.
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
Bu çok aşamalı bir süreçtir.
- It is a multi-stage process.
Onu şu anda yapma aşamasındayım.
- I'm in the process of doing that right now.
Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
- We don't have time to process all this data.
O işleme başlamak istiyorum.
- I want to get that process going.
Modern tıbbın ilerlemesi uzun bir süreçti.
- The advancement of modern medicine was a long process.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
- I will buy you a new word processor.
... IBM will hire you at the end of this process. ...
... songwriting. And that was, has that process that you sort of talked about earlier, has ...